Pesmetten Golaç’a: Balkan Türkleri’nin Lezzet Yolculuğu

0



Pesmet ve Golaç: Balkan Türkleri’nin Sofrasındaki Sıcacık Miras

Balkan Türkleri’nin mutfağına girince, insanı sıcacık bir kucaklama hissi sarıyor. O sofralarda öyle lezzetler var ki, hem basit, hem lezzetli, hem de bir hikâye anlatıyor. İşte pesmet ve Kırcaali’de “Golaç” ya da “Kolaç” denen o nefis hamur işi, tam da böyle bir tat. Mayasız, pratik, mis gibi kokusuyla sabahları güzelleştiren bir gelenek. Gelin, bu lezzetin nereden geldiğine, nasıl yapıldığına, Balkanlar’dan Anadolu’ya nasıl taşındığına bir bakalım; üstüne de bir bardak çay koyup keyfini çıkaralım.


1. Pesmet ve Golaç Nedir?

Pesmet, Balkan Türkleri’nin mutfağında özel bir yere sahip. Deliormanda "Pesmet", 

Kırcaali bölgesinde ise buna “Golaç” diyorlar; oranın ağzıyla “Kolaç” diye telaffuz ediliyor. Özünde aynı şey: mayasız bir hamur kızartması. Un, yoğurt, karbonat ve tuzla yoğruluyor, sonra sıcacık yağda kızarıyor. Dışı çıtır, içi puf puf; insanın elini uzatıp bir tane daha alası geliyor. Çoğu insan “Pişiye benziyor” dese de, pesmetin kendine has bir havası var; Golaç da aynı ailenin bir ferdi gibi.

Bu hamur işi, öyle uzun uzun uğraş gerektirmiyor. Sabah kalktın, “Hadi bişi yapalım” dedin, 15-20 dakikada hazır. Üstüne peynir sürsen, reçel döksen, bal katsan, hepsi yakışıyor. Kırcaali’de Golaç yapanlar da muhtemelen aynı keyifle hazırlıyordur; belki hamuru biraz daha ince açıyorlar ya da yanına başka bir şey koyuyorlar, ama o tat hep aynı sıcaklığı veriyor.


2. Balkanlar’dan Anadolu’ya: Bir Göçmen Lezzeti

Pesmet ya da Golaç, Balkan Türkleri’nin sofrasına Balkanlar’da kök salmış, sonra göçlerle Anadolu’ya taşınmış. Özellikle Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan, Kırcaali’den gelen Türkler, bu lezzeti valizlerine koyup yeni yurtlarına getirmiş. Düşünsenize, bir aile Kırcaali’den Anadolu’ya göç ediyor; evde bir sabah uyanıp “Hadi bir Golaç yapalım” diyor, o koku bütün evi sarıyor. Nesilden nesile böyle aktarılmış.

Bu tat, sadece bir yiyecek değil; bir hatıra, bir bağ. Balkanlar’da Türk köylerinde, kasabalarında sabahları pesmet kokusu yayılırmış. Göçmen aileler, bu geleneği burada da yaşatmış. Kırcaali’de “Kolaç” derken, başka bir yerde “Pesmet” demişler, ama özü hep aynı kalmış: basit malzemelerle kocaman bir mutluluk.


3. Pesmet ve Golaç’ın Sırrı: Mayasız Pratiklik

Pesmetin ya da Golaç’ın en güzel yanı, maya beklemek gerekmemesi. Yoğurt ve karbonat bir araya gelince, hamur kendi kendine kabarıyor; bu da işi hızlandırıyor. Un, tuz, yoğurt ve karbonat; hepsi evde olan şeyler. Kırcaali’de Golaç yapanlar da aynı tarifi kullanıyordur büyük ihtimalle; belki bir iki ufak dokunuşla, mesela hamuru daha ince açarak ya da yağda farklı bir kıvam yakalayarak.

Kızartırken hamurun yağ çekmemesi için çok yumuşak olmaması lazım; bu, Balkan Türkleri’nin yıllarla öğrendiği bir püf noktası. Tavadaki o çıtırtı sesi duyulmaya başlayınca, insan sabırsızlanıyor. Pesmet de, Golaç da sıcacıkken yeniyor; masaya geldiği anda herkes bir tane kapıyor.


4. Sofradaki Çeşitlilik: Tatlı mı, Tuzlu mu?

Pesmet ve Golaç’ın bir güzel yanı da çok yönlü olması. Üstüne ne koyarsan koy, yakışıyor. Kırcaali’de Golaç’ı belki peynirle, belki yoğurtla yiyorlardır; Anadolu’da pesmeti reçelle, balla sevenler var. Salça sürüp üstüne bir yumurta kıranlar da oluyor; her haliyle lezzetli. Yanına bir bardak çay koydun mu, kahvaltı tamam.

Balkan Türkleri’nin mutfağında bu esneklik hep varmış. Elinde ne varsa, onu katıyorsun; pesmet de, Golaç da sana uyum sağlıyor. Bu basitlik, bu lezzeti her sofraya taşıyor; zengin-fakir fark etmeden herkesin tabağında yer buluyor.


5. Pesmet ve Golaç: Bir Kültür Taşıyıcısı

Pesmet ya da Golaç, sadece bir hamur işi değil; Balkan Türkleri’nin kimliğinin bir parçası. Kırcaali’de “Kolaç” diye anılan bu tat, oradaki Türk köylerinde sabahları hayat bulmuş. Göçlerle Anadolu’ya gelince, o köylerin kokusunu, sıcaklığını buraya taşımış. Her lokmada bir geçmiş, bir özlem var.

Bu lezzet, Balkanlar’daki Türk varlığının küçük ama güçlü bir yansıması. Rumeli’nin o zor günlerinde, göç yollarında, yeni bir yurtta sıfırdan başlayan aileler, pesmetle, Golaç’la sofralarını kurmuş. Bugün hâlâ yapılıyorsa, bu bir mirasın yaşadığının kanıtı.


Sonuç: Sofradaki Balkan Rüzgârı

Pesmet ve Golaç, Balkan Türkleri’nin mutfağından çıkan, Anadolu’ya uzanan sıcacık bir gelenek. Kırcaali’de “Kolaç” diye anılan bu tat, basit malzemelerle büyük bir mutluluk sunuyor. Hem pratik, hem lezzetli, hem de bir hikâye taşıyor. Sabahları evi mis gibi kokusuyla dolduran bu hamur işi, Balkanlar’dan gelen bir rüzgâr gibi sofralarımıza esiyor.

Siz de pesmeti ya da Golaç’ı biliyorsanız, nasıl yaptığınızı, üstüne ne koyduğunuzu yorumlarda yazın; hep beraber bu lezzeti yaşatalım!


Pesmet/Golaç Tarifi

İşte pesmet ya da Kırcaali usulü Golaç’ın tarifi; denemesi kolay, lezzeti garanti!

  • Malzemeler:
    • 2 su bardağı un
    • 1 su bardağı yoğurt (Kırcaali’de belki biraz daha sulu yoğurt kullanılır)
    • 1 çay kaşığı karbonat
    • 1 çay kaşığı tuz
    • Kızartmak için sıvı yağ
  • Yapılışı:
    • Bir kâsede yoğurdu ve karbonatı karıştırın; köpürmeye başlayacak.
    • Unu ve tuzu ekleyip yoğurun; yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur olacak.
    • Hamuru tezgâha alın, 10 dakika dinlendirin (isteğe bağlı).
    • Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle ya da merdaneyle açın; çok ince olmasın, yağ çekmesin.
    • Tavada yağı kızdırın, hamurları orta ateşte altın rengi olana kadar kızartın.
    • Sıcak sıcak servis yapın; üstüne peynir, reçel, bal, ne isterseniz koyun!

Afiyet olsun! Kırcaali usulü bir püf noktanız varsa, yorumlara beklerim!


Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)