
Rumeli’de İslamlaşma (İhtida) ile İlgili Tahrir Defterleri Örnekleri
Rumeli’de İslamlaşma (ihtida) sürecini anlamak için tahrir defterleri oldukça önemli bir kaynak. Osmanlı Devleti, Balkanlar’ı fethettikten sonra bu bölgede hem nüfus hem de vergi kaynaklarını kaydetmek için tahrir defterleri tuttu. Bu defterler, sadece ekonomik ve demografik veriler sunmakla kalmaz, aynı zamanda İslamlaşma hareketlerini de dolaylı yollardan gösterir. Şimdi, Rumeli’deki İslamlaşma ile ilgili tahrir defterlerinden örnekleri ve bu defterlerin ihtida sürecine nasıl ışık tuttuğunu samimi bir üslupla konuşalım.
1. Rumeli’de İslamlaşma ve Tahrir Defterleri: Ne Anlatıyorlar?
Osmanlı, Rumeli’yi fethettikten sonra bölgedeki nüfusu, arazileri ve vergi kaynaklarını kaydetmek için tahrir defterleri hazırladı. Bu defterler, şehirlerden köylere, hatta konargöçer topluluklara kadar herkesi kapsıyordu. İslamlaşma süreci ise bu defterlerde genelde isim değişiklikleri, vergi muafiyetleri ya da yeni Müslüman olanların statüleriyle kendini gösterir. Mesela, bir Hristiyan köylü İslam’ı kabul ettiğinde, adı değişir ve bu, defterlerde “mühtedi” (ihtida eden, yani din değiştiren) olarak kaydedilirdi. Ayrıca, yeni Müslüman olanlar bazen cizye vergisinden muaf tutulurdu; bu da defterlerde belirtilirdi.
Tahrir defterleri, İslamlaşmanın hızını ve yaygınlığını anlamak için bize ipuçları verir. Ancak şunu unutmamak lazım: Bu defterler, doğrudan “şu kadar kişi Müslüman oldu” diye bir istatistik sunmaz. Daha çok, isimler, vergi kayıtları ve sosyal statü değişiklikleri üzerinden dolaylı bilgiler verir. Şimdi, Rumeli’deki İslamlaşma sürecine ışık tutan bazı tahrir defteri örneklerine bakalım.
2. 1431 Tarihli Arvanid Sancağı Defteri
Rumeli’deki en eski tahrir defterlerinden biri, 1431 tarihli Arvanid Sancağı Defteri’dir (bugünkü Arnavutluk bölgesi). II. Murad döneminde hazırlanan bu defter, Osmanlı’nın Balkanlar’daki ilk dönemlerine dair önemli bilgiler içerir. Bu defterde, bölgedeki Hristiyan nüfusun çoğunlukta olduğu görülür; ancak bazı köylerde İslam’ı kabul eden bireylerin isimleri dikkat çeker. Mesela, bir Hristiyan adı olan “Pavlo” yerine “Mehmed” gibi Müslüman isimlerinin kaydedildiği kişiler vardır. Bu, erken dönemde İslamlaşmanın yavaş yavaş başladığını gösterir.
Bu defter, aynı zamanda İslamlaşmanın daha çok bireysel olduğunu ve toplu ihtida hareketlerinin henüz yaygın olmadığını ortaya koyar. İslam’ı kabul edenler, genelde Osmanlı idaresinde görev almak isteyenler ya da vergi yükünden kaçmaya çalışanlar arasından çıkıyordu. Ancak bu dönemde İslamlaşma oranı oldukça düşük; çünkü Osmanlı, henüz istimalet politikasıyla (yerel halkı kazanma) hareket ediyor ve Hristiyanları zorla Müslüman yapmaya çalışmıyordu.
3. 1530 Tarihli Rumeli Muhasebe Defterleri
Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi’nde bulunan 167 ve 370 numaralı “Muhasebe-i Vilayet-i Rum-İli” defterleri, 1530 yılına aittir ve Rumeli’nin geniş bir bölgesini kapsar. Bu defterler, Paşa (Sofya), Vize, Çirmen, Silistre, Niğbolu, Vidin gibi livâları (sancakları) içerir. 1530’lar, Osmanlı’nın Balkanlar’da iyice yerleştiği bir dönemdir ve İslamlaşma hız kazanmaya başlamıştır.
Bu defterlerde, İslam’ı kabul edenlerin sayısında artış göze çarpar. Özellikle şehirlerde, mesela Filibe, Üsküp ve Manastır gibi yerlerde, “mühtedi” olarak kaydedilen bireyler daha sık görülür. Örneğin, 370 numaralı defterde, Çirmen livâsında bir köyde “mühtedi Ahmed bin Pavlo” gibi kayıtlar vardır. Bu, Pavlo adında bir Hristiyan’ın İslam’ı kabul ederek Ahmed adını aldığını gösterir. Ayrıca, bazı köylerde yeni Müslüman olanların cizye vergisinden muaf tutulduğu belirtilir; bu da İslamlaşmayı teşvik eden bir unsur olarak karşımıza çıkar.
Bu defterler, İslamlaşmanın daha çok şehirlerde ve Osmanlı idaresine yakın bölgelerde yoğunlaştığını gösteriyor. Kırsalda ise Hristiyan nüfus hâlâ çoğunlukta; ama Türkmen yerleşimlerinin artması ve devşirme kökenli yöneticilerin etkisiyle İslamlaşma yavaş yavaş yayılıyor.
4. 16. Yüzyıl Rumeli Tahrir Defterlerinde İhtida Hareketleri
Hava Selçuk’un “Tapu Tahrir ve Maliyeden Müdevver Defterlere Göre Rumeli’de İhtida Hareketleri (1432-1482)” başlıklı makalesi, 15. yüzyıl boyunca Rumeli’deki İslamlaşma sürecini tahrir defterleri üzerinden inceler. Bu çalışma, 1432-1482 yılları arasında hazırlanan defterlerde, özellikle Bosna, Sırbistan ve Arnavutluk bölgelerinde İslamlaşmanın izlerini sürer.
Bu defterlerde, İslam’ı kabul edenlerin genelde genç erkekler olduğu dikkat çeker. Bunun sebebi, devşirme sistemi ve Osmanlı idaresinde görev alma isteği olabilir. Mesela, bir Sırp köyünde “mühtedi Hasan bin Marko” gibi kayıtlar, bu bireylerin İslam’ı seçtiğini ve yeni bir kimlik edindiğini gösterir. Ayrıca, Bosna’da İslamlaşma diğer bölgelere göre daha hızlıdır; çünkü Bosnalılar, Bogomil inancına sahipti ve Katolik Kilisesi’ne karşı tepkiliydiler. Osmanlı’nın toleranslı yönetimi, onları İslam’a daha sıcak bakmaya yöneltmiş olabilir.
5. 17. Yüzyıl Tahrir Defterleri ve Toplu İslamlaşmalar
17. yüzyıla gelindiğinde, tahrir defterlerinin amacı biraz değişse de, İslamlaşma süreci hâlâ bu defterlerde izlenebilir. Özellikle Arnavutluk’ta, 17. yüzyılda bazı köylerde toplu İslamlaşmalar yaşandığı bilinir. Bu dönemdeki defterlerde, mesela Vidin ve Tımışvar sancaklarında, bir köyün tamamının Müslüman olduğu ve köyün adının değiştiği kayıtlar vardır. Örneğin, bir köyün adı “Krstovac” (Hristiyanlıkla ilgili bir isim) iken, “İslamköy” gibi bir isme dönüştüğü görülür.
Bu toplu İslamlaşmalar, genelde yerel yöneticilerin baskısıyla ya da ekonomik avantajlar (cizye vergisinden kurtulma gibi) nedeniyle gerçekleşirdi. Ancak bu durum, her zaman “zulüm” olarak değerlendirilemez; çünkü bazı Hristiyan topluluklar, Osmanlı idaresine daha iyi entegre olmak için gönüllü olarak İslam’ı seçiyordu.
6. Tahrir Defterlerinin İslamlaşma Üzerindeki Rolü
Tahrir defterleri, İslamlaşmayı doğrudan teşvik eden bir araç değildi; ama dolaylı olarak bu süreci etkiledi. Mesela:
- Vergi Muafiyetleri: Yeni Müslüman olanlar, cizye vergisinden muaf tutulurdu. Bu, ekonomik açıdan İslam’ı cazip hale getiriyordu.
- İsim Kayıtları: Defterlerdeki isim değişiklikleri, İslamlaşmanın hızını ve yaygınlığını gösterir. “Mühtedi” ibaresi, bu sürecin resmi bir şekilde kaydedildiğini ortaya koyar.
- Sosyal Statü: İslam’ı kabul edenler, Osmanlı idaresinde daha kolay görev alabiliyordu. Bu da özellikle genç erkekler arasında ihtida oranını artırıyordu.
7. Son Söz
Rumeli’de İslamlaşma, tahrir defterleri sayesinde daha iyi anlaşılıyor. 1431 Arvanid Sancağı Defteri, erken dönemde İslamlaşmanın yavaş olduğunu gösterirken; 1530 tarihli Rumeli Muhasebe Defterleri, şehirlerde ihtida hareketlerinin hız kazandığını ortaya koyuyor. 15. ve 17. yüzyıl defterleri ise Bosna ve Arnavutluk gibi bölgelerde İslamlaşmanın daha yaygın olduğunu, hatta bazı yerlerde toplu ihtida hareketlerinin yaşandığını gösteriyor. Ancak bu defterler, İslamlaşmanın sadece bir yüzünü yansıtır; sürecin sosyal ve psikolojik boyutlarını anlamak için halk hikâyeleri, kilise kayıtları gibi diğer kaynaklara da bakmak lazım. Sence, bu defterler İslamlaşmayı anlamak için yeterli mi, yoksa başka kaynaklara da ihtiyaç var mı?
Kaynaklar
- Halil İnalcık, “Suret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid”, Türk Tarih Kurumu.
- Hava Selçuk, “Tapu Tahrir ve Maliyeden Müdevver Defterlere Göre Rumeli’de İhtida Hareketleri (1432-1482)”.
- Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, 167 ve 370 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Rum-İli Defterleri (937/1530).
- Feridun M. Emecen, “Tahrir Defterleri”, TÜBİTAK Ansiklopedisi.
Bu kaynaklar, Rumeli’deki İslamlaşma sürecini tahrir defterleri üzerinden anlamak için güzel bir temel sunuyor.
Yorum Gönder
0Yorumlar