
Pomak Timraş Cumhuriyeti (1879-1886): Rodoplar’da Bir Direniş Ateşi
Pomak Timraş Cumhuriyeti, Osmanlı-Rus Savaşı’nın o karanlık günlerinde, Rodop Dağları’nda bir halkın umutla tutuşturduğu küçük bir ateş oldu. 1879’da doğdu, 1886’da söndü; sadece 7 yıl yaşadı. Ama bu kısa ömür, Pomaklar’ın “Biz buradayız, teslim olmayız” dediği bir destan yazdı. Balkanlar’ın o kaotik zamanlarında, ne Bulgar’a ne Rus’a boyun eğmek isteyen bir topluluğun öyküsü bu. Gel, bu küçük ama yürekli cumhuriyetin hikâyesini birlikte dinleyelim.
1. Kuruluş: Savaşın Küllerinden Doğan Bir Umut
Her şey 93 Harbi’yle başladı. 1877-78’de Osmanlı ile Ruslar çarpışırken, Balkanlar allak bullak oldu. Plevne düştü, Lofça’da Pomaklar katledildi; sağ kalanlar ya Trakya’ya kaçtı ya da Rodop Dağları’na sığındı. 3 Mart 1878’de Ayastefanos Antlaşması imzalandı; Rodoplar, Bulgar ve Rus gölgesi altına girme tehlikesiyle karşılaştı. İşte o an, Pomaklar “Ya biz?” diye sordu. Köylerde fısıltılar yükseldi: “Hükûmetsiz kaldık, kendi yolumuzu çizelim.”
1879’da, Timraş’ta (Trigrad) bir kıvılcım çaktı. Ahmet Ağa Timirski, Abdullah Efendi, Kara Yusuf Çavuş gibi liderler öncülük etti. 30 kadar Pomak milletvekili, 100’e yakın nahiye müdürüyle toplandılar; “Kendi devletimizi kuralım” dediler. Pomak Timraş Cumhuriyeti böyle doğdu. 17 köyü kapsıyordu başta; Trigrad, Mugla, Devin gibi yerler. 1880’de bu sayı 21’e çıktı. Ellerinde bayrak yoktu belki, ama dilleri Pomakça, Bulgarca, Osmanlıca’ydı; yürekleri Müslümanlıkla atıyordu.
2. Yönetim ve Hayat: Dağlarda Kendi Düzeni
Bu küçük cumhuriyet, Rodoplar’ın kuytusunda kendi düzenini kurdu. Nüfusları 7320’ydi; 1200 ev, 1440 aile. Vergi topladılar, milis güçler oluşturdular. Doğu Rumeli’ye “Bizden vergi beklemeyin” dediler, rest çektiler. Berlin Antlaşması’nı da tanımadılar; “Bağımsızız” diye haykırdılar. 1882’de Doğu Rumeli saldırıya geçti, ama Pomaklar geri adım atmadı, dağlarda direndi.
Sokaklarda Pomakça konuşuluyor, camilerde dualar ediliyordu. Köylüler tarlalarına sahip çıktı, gençler nöbet tuttu. Küçük bir dünyaydı, ama onların dünyasıydı. 7 yıl boyunca, ne Rus’a ne Bulgar’a boyun eğdiler; kendi yağlarında kavruldular.
3. Sonu: Osmanlı’nın Gölgesinde Sönen Ateş
Ne yazık ki, bu rüya uzun sürmedi. 1886’da Bulgaristan Prensliği ile Osmanlı, Tophane Sözleşmesi’ni imzaladı. Bölge Osmanlı’ya bırakıldı; aynı yıl Osmanlı ordusu geldi, cumhuriyete son verdi. Pomaklar direnmedi; Osmanlı’ya düşman değillerdi çünkü. Ama sonrası hüzünlüydü. Balkanlar’daki hâkimiyet kaybolunca, 1912’ye kadar çoğu göç etmek zorunda kaldı. Evler boşaldı, tarlalar yetim kaldı.
4. Mirası: Unutulmayan Bir Cesaret
Pomak Timraş Cumhuriyeti, tarihteki tek Pomak devletiydi. Resmen tanınmadı, ama Rodoplar’da hâlâ o günler konuşulur. Dedeler torunlarına “Biz bir zamanlar kendi devletimizi kurduk” diye anlatır. 7 yıl kısa bir süre, evet; ama o 7 yıl, bir halkın “Boyun eğmeyiz” deme cesaretini gösterdi. Bugün Pomaklar, bu mirası yüreklerinde taşıyor.
Yorum Gönder
0Yorumlar