Sarışın Yörükler: Makedonya’da Göç, Kimlik ve Renkli Giysilerin Sırrı

0



Sarışın Yörükler: Makedonya’da Göç, Kimlik ve Renkli Giysilerin Sırrı

Makedonya’nın dağları, ovaları, köyleri… Buralarda bir topluluk var ki, görsen hemen dikkatini çeker: Yörükler. Anadolu’dan Balkanlar’a uzanan upuzun bir yolun yolcuları onlar. Türkçe konuşuyorlar, düğünlerde türküler söylüyorlar, bir yandan da renkli giysileriyle göz dolduruyorlar. Ama en çok neyi merak ediyorum biliyor musun? Sarışınlıkları, açık tenleri, mavi-yeşil gözleri… Çevredeki Slavlar, Arnavutlar arasında bu kadar farklı durmaları insanı şaşırtıyor. Hadi gel, bu Yörüklerin hikayesine dalalım; hem kökenlerini, hem giysilerini, hem de o sarışınlıklarının ardındaki sırrı konuşalım.


Anadolu’dan Makedonya’ya: Yörüklerin Yolculuğu

Yörükler, Osmanlı zamanında, 14.-15. yüzyılda Anadolu’dan Balkanlar’a göç etmiş. Oğuz Türklerinin göçebe ruhunu taşıyan bu insanlar, Üsküp’ten Radoviş’e, Valandova’ya kadar Makedonya’nın dört bir yanına yayılmış. Özellikle Alikoç ve Koçali gibi köyler, Yörüklerin izlerini hâlâ taşıyor. Eskiden çadırdan çadıra dolaşırken şimdi bu köylere yerleşmişler, ama dilleri, adetleri capcanlı. Mesela, Alikoç’ta bir Yörük düğününe gitsen, Türkçe türkülerle coşar, kendini Anadolu’da sanırsın. Yalnız, bir şey var: Bu Yörükler, sarı saçları, açık tenleriyle diğer Balkan halklarından epey ayrılıyor. Nereden geliyor bu farklılık, diye düşünmeden edemiyor insan.


Sarışınlık Meselesi: Genetik mi, Karışım mı?

Sarışın Yörükler deyince aklıma hep şu soru geliyor: Bu özellikler nereden çıktı? Anadolu’dan geldiler, tamam, ama Anadolu Türkleri dediğin genelde esmer, koyu gözlü tipler değil mi? Aslında işin aslı öyle değil. Anadolu, tam bir genetik çorbası. Orta Asya’dan gelen Türkler, buradaki yerli halklarla—mesela Helenler, Frigler—karışmış. Bu karışım, sarışınlık, açık ten gibi özellikleri zaten ortaya çıkarmış. Balkanlar’a gelen Yörükler de bu çeşitliliğin bir parçasını taşımış olabilir. Bir de Balkanlar’da geçen 600-700 yıl var. Yerel halklarla—Slavlar, belki biraz Arnavutlar—evlilikler olmuş mudur? Olmuşsa bile çok değil, çünkü Yörükler genelde kendi içlerinde kalmayı tercih etmiş. Belki de bu sarışınlık, küçük bir toplulukta genlerin tesadüfen baskın çıkmasıyla olmuş, kim bilir? DNA testi olsa her şey netleşir, ama maalesef henüz öyle bir çalışma yok.

Makedonya Yörükleri’nin hayatını merak ediyorsan, şu videoya bir göz at derim; günlük yaşamları, kültürleri çok güzel anlatılmış:


Rengarenk Giysiler: Hem Pratik Hem Anlamlı

Yörüklerin giysilerine bayılıyorum, harbiden! Kadınlar şalvar giyiyor, üstüne işlemeli yelekler, renkli başörtüleri… Anadolu’daki Yörük kıyafetlerine çok benziyor, ama Balkanlar’ın dokunuşu da hissediliyor. Kırmızı, yeşil, sarı—canlı renkler her yerde. Bu renkler, göçebe hayatın enerjisini, doğayla iç içe olmayı yansıtıyor sanki. Erkekler daha sade; dayanıklı pantolonlar, yelekler… Göç ederken işe yarayacak şeyler işte. Ama bu giysiler sadece güzel değil, aynı zamanda bir miras. Mesela Radoviş’te Fatma Teyze’yi tanıdım, 60 yaşında. “Bu kıyafetleri annemden öğrendim, her çiçek deseninin bir hikayesi var” dedi. Kırmızı şalvarı, çiçekli yeleğiyle o kadar zarif ki, insan hayran kalıyor.


Giysilerle Yaşayan Bağlar

Bu giysiler, Yörükler için bir kıyafetten fazlası. Sanki geçmişlerini sırtlarında taşıyorlar. Osmanlı’da göçebe hayatın zorluklarına dayanacak şekilde dikilmişler, ama şimdi düğünlerde, bayramlarda çıkıyor ortaya. Koçali köyünde Ayşe’yle tanıştım, 30 yaşında. Düğünde annesinin diktiği şalvarı ve yeleği giymiş. “Bunları giyince kim olduğumu hatırlıyorum” dedi gözleri parlayarak. Hakikaten, o renkler, desenler, Anadolu’dan Makedonya’ya uzanan bir köprü gibi. Koçali’de bu gelenek hâlâ çok canlı; her bayramda köy meydanı rengarenk oluyor.

Giysilerini ve adetlerini daha yakından görmek istersen, şu video tam sana göre:


Bugün Yörük Olmak: Gelenekten Günümüze

Eskiden bu giysiler her gün giyilirmiş, ama şimdi öyle değil. Valandova’da Mehmet’le sohbet ettik, 40 yaşında. “Dedelerimiz bunları her gün giyerdi, şimdi bayramlarda, düğünlerde çıkarıyoruz” dedi. Mehmet tarım ve hayvancılıkla geçiniyor, ama ailesinin eski kıyafetlerini sandıkta saklıyor. Modern hayat Yörükleri değişime zorlamış; şehirde iş bulanlar, yeni bir düzene geçenler var. Yine de o köklere bağlılık hep diri. Gelenekler biraz şekil değiştirmiş, ama ruhu kaybolmamış.


Son Söz: Yörüklerin İzleri

Makedonya Yörükleri, Anadolu’dan Balkanlar’a uzanan bir yolun canlı kanıtı. Sarı saçları, açık tenleriyle dikkat çekiyorlar, ama asıl hikayeleri giysilerinde, dillerinde, yaşamlarında saklı. Bu giysiler, sadece kumaş değil; göçebe bir geçmişin, Anadolu’nun ve Makedonya’daki 600 yıllık bir varlığın özeti. Bana sorarsan, bu hikaye bize şunu hatırlatıyor: Kim olduğumuzu unutmamak, farklılıklarımızla barış içinde yaşamak… Yörükler bunu hem tarihleriyle hem o renkli şalvarlarıyla anlatıyor. Sen ne dersin?


Kaynaklar

  • Hasan, Hüseyin - “Makedonya Türkleri: Tarih ve Kültür”, Üsküp Üniversitesi Yayınları, 2010.
  • Öztürk, Yaşar - “Balkanlar’da Türk Göçleri ve Yörükler”, Balkan Türkleri Kültür Derneği, 2015.
  • Popović, Aleksandar - “Makedonya’da Türk Toplulukları ve Etnik Yapı”, Belgrad Tarih Enstitüsü, 1998.
  • Demir, Necati - “Osmanlı’dan Günümüze Makedonya Yörükleri”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 2007.
  • Kara, İsmail - “Balkan Türkleri ve Etnik Çeşitlilik”, Türk Tarih Kurumu, 2018.
  • Saha Araştırmaları ve Sözlü Tarih Çalışmaları (Kuzey Makedonya Yerel Arşivleri).

Etiketler:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)